Türkiye'de yaklaşık 1, 5 milyon kayıtlı çalışanın istihdam edildiği yeme-içme sektörü zor günler geçiriyor. Önce salgının vurduğu ardından ekonomik koşulların zorladığı restoranlar, lokantalar, tatlıcılar ile pastacılar ayakta kalmakta güçlük çekiyor.
Yaklaşık 2 yıldan bu yana devam eden Covid-19 salgınından en fazla etkilenen sektörlerin başında gelen yeme-içme sektörü ardı ardına gelen zamlardan sonra ne yapacağını şaşırdı.
Enflasyonun yükselmesi, zamlar ve yaşanan ekonomik sıkıntılar her sektörde olduğu gibi yeme-içme sektöründe de büyük sıkıntılara yol açtı.
Yeme-içme sektörünün kullandığı hammaddelerde; yağdan elektriğe, etten tavuğa kadar her ürüne gelen zamların ardından yemek fiyatlarının artması ve vatandaşın alım gücünün zayıflaması restoran ve lokantaların müşteri kaybetmesine neden oldu.
Yaklaşık 2 yıldan bu yana devam eden salgın sürecinde iş yerlerini açamayan restoranlar, lokantacılar ile tatlıcılar, son dönemde de zamlar nedeniyle zor günler geçiriyor.
Doğalgaz, akaryakıt, gıda ürünlerindeki artış, asgari ücret, elektrik ve ambalaj gibi birçok ürüne art arda yapılan zamlar zor günler geçiren yeme-içme sektörünü olumsuz etkilerken, sektör yetkilileri zamlara çözüm bulunmasını istiyor.
Gaziantep Lokantacılar, Kebapçılar, Pastacılar Tatlıcılar ve Baklavacılar Odası Başkanı Abdulkadir Katmerci, tüm girdi maliyetlerine gelen zamlar nedeniyle hem esnafın hem de vatandaşın mağdur olduğunu söyledi.
Salgının çıkışından itibaren hammadde ürünlerinin tamamında yüzde 300'e yakın bir artışın meydana geldiğini belirten Katmerci, "Pandeminin çıkışından itibaren hammadde ürünlerinin tamamında yüzde 300'e yakın bir artışlar meydana geldi. Undan yağa, etten mercimeğe, salçadan bibere, şekerden sade yağa, nişastadan yumurtaya kadar birbirlerine zincirleme olarak bağlı ürünlerin fiyatları çok yükseldi. Girdi maliyetlerinin yanında elektrik faturalarının girdi maliyetleri arttı. Ayrıca yükselen petroldeki fiyat artışı nakliye ücretlerinde de bir artış olmasına sebep oldu. Bu artışların küçük esnafımıza ciddi anlamda yansıması olmuştur." dedi.
"Yılın başından bu aya kadar hammadde girdi maliyetleri yüzde 300 arttı"
Yaşanan artışlardan ötürü SGK ve Bağ-Kur primlerini ödeyemeyecek durumda olduğunu ifade eden Katmerci, küçük esnafın ülkenin bel kemiği olduğunu ve gerekli desteğinin verilmesi yönünde çağrılarda bulundu.
Satılan ürünlerin kendi maliyetlerini bile kurtarmadığını belirten Katmerci, "Yılın başından bu aya kadar ham madde girdi maliyetleri yüzde 300, elektrik girdi maliyetlerimiz yüzde 100'ün üzerinde bir artış oldu. Hem yılın başında hem de 6'ncı ayda asgari ücrette gelen artışlar, SGK ve BAĞ-KUR primlerinde ve kira maliyetlerindeki artışlardan dolayı fiyat artışları konusunda bizi mecbur bırakıyor. Bizler SGK ve Bağ-Kur primlerimizi ödeyemeyecek durumdayız. Belirli aralıklarla af çıkmasını, bunların makul ve ödenebilir bir seviyeye çekilmesini talep ediyoruz. Şu an satılan ürünler, kâr bırakmıyor ancak kendi maliyetine satışı yapılıyor." ifadelerini kullandı.
"Yetkililerin ülkenin bel kemiği olan küçük esnafa gerekli desteği vermesi gerekiyor"
Esnafın en büyük giderlerinden birisinin elektrik faturası olduğunu belirten Katmerci, 2022'nin başından bu yana elektrik gider maliyetlerinin yüzde 200'e yakın arttığını ifade ederek şunları söyledi:
"Esnafın ödediği elektrik faturaları başlı başına bir gider olmaya başladı. Yılbaşından önce 5 bin TL kira ödeyen bir esnaf, 1000-1500 TL elektrik faturası ödüyordu. Fakat şu an 7 bin 500 TL kira ödeyen bir esnaf 25 bin TL elektrik faturası ödüyor. Biz en yüksek enerjiyi kullanıyoruz. Bizlere bu konuda bir tolerans edilmesi gerekiyor. Dün TÜPRAŞ'ın bir açıklaması oldu; geçen yıl 7'inci ayından bugüne kadar kıyaslanan rakamla 5 kat kâr elde ettiğini açıkladı. TÜPRAŞ kazansın ama 5 kat kâr etmesin. Küçük esnaf çok zor durumdadır. Küçük esnafın ayakta kalması ve ülkenin bel kemiğinin ayakta durabilmesi için yetkililerin esnafa gerekli desteği vermesi gerekiyor."
"Hükümet yeme ve içme sektöründeki KDV oranın tekrardan gözden geçirmesi gerekiyor"
Küçük esnafa her türlü desteğin verilmesi gerektiğinin altını çizen Katmerci, "Biz yetkililerden şunları talep ediyoruz; elektrik maliyetlerinin minimize edilmesini, SGK ve Bağ-Kur primlerinin ödenilebilir seviyeye getirilmesi ve Türkiye genelinde bulunan Tarım Kredi Kooperatiflerinin yüzde sıfır kar ile bizlere ürün tedarik etmesidir. Küçük esnafın yerelde ve genelde desteklenmesi gerekiyor. Hükümetimizin yeme ve içme sektöründe uygulanan KDV oranın tekrardan gözden geçirilmesi gerekiyor. Çünkü bizim girdi maliyetlerimiz bir, çıktı maliyetlerimiz yüzde 8'dir." diye konuştu.
Yaşanan fahiş fiyat artışlarından ötürü maliyetlerinin aşırı bir şekilde arttığını ifade eden esnaf Erkan Öksüzler ise, yetkililerin girdi maliyetlerinde ki artışlara karşı gerekli adımların atması ve esnafa destek vermesi gerektiğini söyledi.
Öksüzler, "Maliyetlerimiz çok aşırı bir şekilde yükseldi. Yağ ve şeker gibi ürünlerde çok aşırı bir şekilde artış var. Bu haliyle müşterilerimizin sayısı da düşürüyor. Mesela müşteri eskiden büyük pasta yaptırırdı, şimdi bütçesine göre küçük pasta yaptırıyor. Adam eskiden 60 misafir çağırırken şimdi 15 kişi çağırıyor. Fiyat arttığı için müşteri artık bütçesinin yettiği şeyi yapıyor. Mesela kız isteme faslı için çikolatamız var ama fiyatları çok yükseldi. İnsanlar eskiden bütçeye bakmazdı ama şimdi her şeyi hesaplamak zorunda kalıyor. Hangisi bütçesine uygun geliyorsa onu almak istiyor." dedi.
"Şeker, yağ ve un gibi temel ham maddelerde düşüş olması lazım"
Girdi maliyetlerinin düşmesi halinde fiyatların da düşeceğini ifade eden Öksüzler, "Şeker, yağ, un gibi temel maddelerde düşüş olması lazım. Geçen sene şekerin torbası 250 liraydı şu anda 1000 lira. Unun torbası 120 liraydı şu anda 520 lira. Yağın tenekesi 250 liraydı şu anda 650 lira. En basiti bir pasta kutusu 1 liraydı şu anda 7 lira. Haliyle biz de zorlanıyoruz. Fiyatlar yüzünden eskiden bir ton iki ton alıyorsak şu anda 300 kilo, 500 kilo alıyoruz. Fiyatlar yükselince ne oluyor, satışlar düşüyor. Biz her türlü sıkıntı çekiyoruz." şeklinde konuştu.